Aranılan kelime ile eşleşen ayetler

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ يَهْدِيهِمْ رَبُّهُمْ بِإِيمَانِهِمْ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الأَنْهَارُ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ

 Yûnus / 9-

 Diyanet Vakfi = İman edip güzel işler yapanlara gelince, imanları sebebiyle Rableri onları nimet dolu cennetlerde, alt tarafından ırmaklar akan (saraylara) erdirir.

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

 Hicr / 45-

 Diyanet Vakfi = (Allah'ın azabından korkup rahmetine sığınan) takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar.

الْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ لِّلَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ

 Hac / 56-

 Diyanet Vakfi = O gün, mülk Allah'ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip iyi davranışlarda bulunanlar Naîm cennetlerinin içindedirler.

فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

 Şu’arâ / 147-

 Diyanet Vakfi = (146-148) Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde bırakılacak mısınız (sanırsınız)?

فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ

 Sâffât / 43-

 Diyanet Vakfi = (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir.

فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

 Duhân / 52-

 Diyanet Vakfi = (51-53) Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

 Zâriyât / 15-

 Diyanet Vakfi = (15-16) Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ

 Tûr / 17-

 Diyanet Vakfi = (17-18) Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinerek cennetlerde ve nimet içindedirler. (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ

 Kamer / 54-

 Diyanet Vakfi = (54-55) Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler.

فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ

 Vâkı’a / 12-

 Diyanet Vakfi = (11-12) İşte bunlar, naîm cennetlerinde (Allah'a) en yakın olanlardır.

أُوْلَئِكَ فِي جَنَّاتٍ مُّكْرَمُونَ

 Me’âric / 35-

 Diyanet Vakfi = İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar.

فِي جَنَّاتٍ يَتَسَاءلُونَ

 Müddessir / 40-

 Diyanet Vakfi = (40-42) Onlar cennetler içindedir. Günahkârlara: Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? diye uzaktan uzağa sorarlar.